Kırıntılar -9-

30 Mayıs-5 Haziran 2011

Yeter artık!

Siyasetçilerin kullandığı seviyesiz üsluptan çok sıkıldık.

Lütfen birileri çıksın, siyasette olgunluk göstersin ve çirkin sözleri kullanmayarak

Türk siyasetçilere örnek olsun.

**

Başbakan hâlâ İsmet İnönü’yü suçlamaya devam ediyor.

Neymiş, 1940’lı yıllarda da kitaplar yasaklanıyormuş.

Bunu eleştiren kişinin başbakan olduğu ülkede, üstelik 2010’lu yıllarda

kitaplar yasaklanıyor, internete sansür getiriliyor,

konuşan-eleştiren herkes cezalandırılıyor, medyaya büyük bir baskı uygulanıyor

ve başbakan hâlâ 1940’lı yılları eleştiriyor.

Dönüp bir etrafına baksa

asıl eleştirilmesi gerekenin bu günler olduğunu fark eder.

Ah keşke İnönü’yü eleştirenler,

onun bu ülkeye tam olarak demokrasiyi getirebilmek için verdiği mücadeleyi görebilse

ve en az onun kadar bu uğurda mücadele etmiş olsa.

**

Seçime az bir zaman kala meydanlara bakıyorum.

AKP de, CHP de, MHP de her gittiği yerde binlerce kişiyi alanlara çekmeyi başarıyor.

Bu durum sandıkta da böyle mi olacak

yoksa bu kalabalıklar farklı şehirlerden mi taşınıyor meydanlara?

Sırf kalabalık görünsün diye partiler otobüslerle farklı farklı şehirlerden insan mı getiriyorlar? Bunu 12 Haziran’da anlayacağız.

**

2007 yılında, AKP’ye destek veren The Economist dergisine tepki göstermeyenler

bugün hangi gerekçeyle bu dergiye tepki gösteriyor?

Zamanında AKP’yi desteklemesi normalse

bugün de CHP’yi desteklemesi

en az o kadar normal değil mi?

**

Hopa’da ölen emekli öğretmen için

polisten veya hükümetten bir özür duyan oldu mu?

Hadi özrü geçtim bir baş sağlığı dilediler mi?

Tuna BAŞAR